17 Şubat 2013 Pazar

Mutluluk

İki numara

Ankara’daki torunum. Bir yaşını doldurdu. Bir yılda çok değişti. Minicik elleri, ayakları büyüdü. Ona bir kişi olarak çoook değer veriyoruz. Saçları uzadı. Az sayıda anlamlı kelime söylemesi bizleri mutlu ediyor. Tek başına anlamlı olmayan seslerle bütün isteklerini anlatabiliyor. Koltuklara, kanepelere tutunarak ayakta durabiliyor. Kollarından tutarak yürüttüğümüzde ağırlığını kendi taşıyarak yürüyebiliyor. Yaşıtları ile oynamayı ve arkadaşlarının ellerindeki oyuncakları

Akıllı telefonlar- tablet bilgisayarlar-anne baba tutumları

Ellerinde akıllı telefon veya tablet bilgisayarları ile vakit geçiren aileler çocukları da etkiliyor. Üç yaşındaki torunum tablet bilgisayarı eline aldığında aradığı sayfayı bulmak ve sayfaları değiştirmekte fazla zorlanmıyor. Henüz işin başında olduğumuzdan kontrol etmekte zorlanmıyoruz. “Biraz sonra süremiz biteceeek”, “bilgisayarı bırakıyoruuuuz” şeklindeki ifadelerle süreci
 sonlandırabiliyoruz. Hep böyle gitmeyeceğini, zaman geçtikçe kontrolün daha zorlaşacağını düşünerek endişeleniyoruz.
Yasaklamanın çözüm olmadığını da biliyoruz.
İlköğretim çağında bulunan ve yakın çevremizde gözlemlediğimiz çocuklar üzerinde; akıllı

16 Şubat 2013 Cumartesi

İyiki doğdun Zehra ...

İnsanın dede olması; tarifi mümkün olmayan bir duygu. Sağlık ve huzur; öncelikli dualarımız çocuklarımız-torunlarımız için. Onları seviyor olmamız bizim için mutluluk kaynağı. Allah isyeyenlere çocuklar, torunlar ve geniş aile nasip etsin ...  ...

15 Şubat 2013 Cuma

Oyun Hamuru & Kardan Adam

Hamurları yoğururken hem şarkı söylüyoruz, hem de regârenk kardan adamlarımızı şekillendiriyoruz. Kardan adama benzemesi önemli değil. Bizim benzetiyor olmamız yeterli. Oyunumuz iki saatten fazla sürmüştü ...

Kardan adam yapalım
Burnuna havuç takalım
Gözüne kömür takalım
Eline süpürge verelim

Oyun Hamuru

Doksanlı yılların başlarına kadar çocukların çamurla oynadığını hatırlıyorum. Sonraki yıllarda sokak oyunlarının azaldığına, parkların daha çok kullanılır olduğuna şahit olmaya başladık. Eskinin sokak oyunları yeni nesil tarafından bilinmez oldu. Evde, okul bahçelerinde, parklarda ve diğer kapalı mekânlarda oynanan oyunlar çabucak yaygınlaştı. Eskiler unutuldu. Birçok konuda olduğu gibi çamur da teknolojiden payına düşeni aldı. Eskiden çocukların üstlerini kirleten ve ellerinin çatlamasına neden olan çamur; oyun hamuru olarak yeni hali ile karşımıza çıktı. Rengârenk oyun hamurları çekici görünümleriyle kolayca kabul

10 Şubat 2013 Pazar

Okul öncesi eğitim zamanımız geldi

Gündüz süresinin büyük bölümünü birlikte geçiriyoruz. Üç yaşını geçtiğimiz bu günlerde uygulaması zor gelen işlerin başında torunumun yemek saatleri geliyor.  Önceleri oyun oynayarak kahvaltımızı ederken şimdi zorlanıyoruz. Öğlen yemeklerimizde daha seçici olmaya
 başladık. Hatta bazı öğünler yemek dışında abur cuburla geçebiliyor.
Dışarıda gezmek ve güzel mekânlarda bir

Dede canım sıkılıyor

Günlerimin çoğunluğu torunumla birlikte geçiyor. Çocukluğumda oynayamadığım kadar oyunlara vakit ayırabiliyorum. Yap-boz yapıyoruz. Boyama kitaplarını rengârenk dolduruyoruz. Birlikte resim yaparken ortaya ilginç karikatürler çıkarıyoruz. Çizme kabiliyetim arttı. Dede olduğum ilk günlerde ninni söylemeye başlamıştım. Şimdi çocuk şarkılarını cesaretle söyleyebiliyorum. Mandallar, kâğıt parçaları, kısa renk renk ipleri oyuncak olarak kullanabiliyoruz. Çocuklar için yapılmış ucu plastik kaplı makasımızla kâğıt kesiyoruz. Kestiğimiz kâğıtları anlamlı