25 Haziran 2015 Perşembe

yetişkinlerin üzerindeki çocukluk dönemi izleri *

-Yetişkin davranışlarını gözlemle-
diğimizde, onarın birçok anlamsız davranış sergilediğini fark ederiz. Örneğin birbirine zor güvenir yetişkinler; hatta “Babana bile güvenme-
yeceksin” diyerek bir de birbirlerine güvenmemeyi dillerine dolamışlardır.
-Bakarsınız

birtakım evliliklerde eşler tam bir güven içinde hayatlarını birleştirmemişlerdir. “Ya ayrılırsak?” diyerek henüz nikâh masasına oturmadan, ayrılma halinde mal paylaşımı yapmaktadırlar...
-Sadece güvensizlik sorunu yaşamazlar; ayrıca savunma refleksleri de çok gelişmiştir yetişkinlerin. Her an kendilerine bir şey söylenecek, terslenecek ve azarlanacak endişesiyle aktif savunmada beklerller.
-İş yerine geç kalan bir yetişkinin söyleyeceği o kadar çok şeyi vardır ki ya da eşinin “Neden bugün yemek yapmadın?” sorusuna verilen cevaplar irdelenirse nasıl da yoğun bir savunma refleksiyle hayatlarını sürdürdüğü görülür. Ezilmemek, incinmemek, hakarete uğramamak için her an silahlar hazır bekletilir...
-Peki, yetişkinlerin bu halleri, birden bire mi oluşur yoksa zaman içinde mi gelişir? ... ..      
-... .. İnsan şu an üzerinde taşıdığı anlamsız davranışlartın birçoğunu daha çocukluğun o güçsüz ve çaresiz dönemlerinde yediği darbelerin acısı ile kazanmıştır... Başka bir deyişle, çocuklar en güçsüz oldukları dönemlerde kendilerini korumak için geliştirdikleri birtakım reflekslerle bugün yetişkinlik hallerini devam ettirmektedir.
-Çocukluk yıllarında devamlı azarlanmış, terslenmiş, örselenmiş, önemsenmemiş ve cezalandırılarak terbiye edilmeye çalışılmış çocuk, günümüzde hâlâ aynı saldırıları yaşayacağı endişesiyle bilinçaltında tedirgindir. Bu tedirginlik gerek aile hayatında eşe yansıtılan anlamsız davranışlarla gerekse arkadaş çevresindeki garip tutumlarla kendini dışa vurur.

-Çoçukluk yıllarında uğranılan zararlar, hiçbir zaman yok edilemez. Hafızalarda olmadığı ve hatırlanmadığı düşünülse de...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder