23 Nisan 2017 Pazar

çocukluk sırrı II *

çocukta kişilik oluşumu
-Çocukluğun  o ilk yıllarında çocuk, anne- babasının yanında en doğal haliyledir ve ‘olduğu’ gibidir, ‘istendiği’ gibi değil.Yani çocuk masumca geçirdiği o ilk yıllarda ‘fıtratının’ gerektirdği gibidir. Yanlış yapmaktan korkmaz. Gülmesi geldiği zaman güler, ağlaması geldiği zaman ağlar. Bir şeyi, beğendiği zaman mutlu
olur, beğenmed,iyse bunu rahatça ifade eder. Çocuk kendi ruhuna uymayan şeyi ‘hatır’ için,  numaracıktan beğenmiş gibi yapmaz. Kimseye iki yüzlü olarak görünmez. Çünkü çocuk, başlangıçta olduğu giibidir ve çocuk olduğu gibi olabildikçe içi huzurla dolar.
-Çocuğun bu rahat tavırları, asla anne-babaya saygısızlık olarak kabul edilmemelidir. Çocuğun kendisi gibi olması, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesi ayrı şey, anne-babaya saygısızlık ise çok ayrı bir şeydir.Anne-babaya saygısızlık, genellikle anne-babanın saygınlığını yitiridiği durumlarda ortaya çıkar. Eğer çocuk  kendisi olabilme güücünü elde etmişse, bu güçle saygı gösteriyorsa, anne-babaların iftihar edeceği çocuklar, bu çocuklardır. Anne-babalarından güçlü ve kuvvetli oldukları halde, onlara karşı saygıda kusur etmeyecek derecede kendileri gibi kalabilen çocuklar, Anadolu pedegojisinin öngördüğü çocuklardır.
-Halbuki birçok anne-baba, çocuklarını eze eze, onları yıprata yıprata, çaresiz bıraka bıraka kendilerine saygılı olmaya zorlamaktadır. Böyle muamelelere maruz kalan çocuklaranne-babaları tarafından ne kadar sevilirlerse sevilsinler, kendilerine saygı duyulmayan bir ortamda yetiştikleri için , anne-babalarından bizzat yaşayarak öğrendikleri saygısızlıkları, yine onlara karşı sergileyeceklerdir. Yoksa çocuğun rahat tavrı değildir saygısız oluşunun nedeni. Bilakis, bir türlü rahat içinde yaşamamış olmasıdır saygısızlığının nedeni.

-Anadolu pedegojisine göre, çocuk terbiyesinin en tehlikeli kısmı budur. Eğer çocuk anne-baba veya çevre baskısı nedeniyle, ‘kendisi gibi olmak yerine’ ‘kendisinden beklenildiği gibiolma’ya başlar ise, çocuktaki kişilik inşası durur. Çocuk kendi kişiliğini göstermeye gayret eder. Böyle bir duruma maruz kalan çocuk, ancak iki yüzlü olacaktır.
-Çocuğun  anne-babasına gösterdiği dünyası ile iç dünyası birbirinden farklılaşmaya başlarsa , bu durum bir felaket sinyalidir. Zira çocuk bir kere içinde farklı, dışında farklı olmayı becerirse, anne-babasına olmadığı giibi görünmenin kazanımlarını yaşamaya başlarsa onun kime, ne zaman, ne yapacağını kimse kestiremez!
-Bu çocuk, sadece sahte benliği ile etrafı mutlu etmeyi öğrenmekle kalmaz, bir süre sonra kendi içindeki ezikliğin intikamını çok acı bir şekilde almayı normal görür. Vicdanen de rahatsız olmaz. ... .. Zira  bütün bunlar , çocukluk döneminde kendisine zaten yaşatılmıştır. Bunlar yabancı olduğu duygular değildir ki, birine karşı aynı şeyi yaptığında içinde bir acı duysun. Bu itibarla çocuğu ceza ile sindirmek veya mükâfat ile zoraki bir kişilik oluşturmaya çalışmak Anadolu pedegojisinde kabul edilmeyecek yol ve yöntemlerdir.
-Çocuk, ceza korkusu ile olması gerektiği gibi davransa da veya bir mükâfat kazanmak için kendisinden bekleneni sergilese de, bu çocuğun iyi eğitildiğini düşünmek bir yanılgıdır. Çünkü o, sadece cezadan kurtulmak için kurnazlığı öğrenen, mükâfat alabilmek için için de olduğu gibi davranmaktan vazgeçip, istendiği gibi olmaya çalışan, zavallıca bir kişilik değişimine, sevecen bir şekilde uğratılan kişidir.
-Halbuki kişilikli ve karakterli bir çocuk yetiştirilmek arzu ediliyorsa ne ceza korkusuyla, ne de mükâfat alma hevesiyle çocuktan bir takık davranışları sergilemesi istenmelidir. Çocuk ancak yapacağı davranışları vicdanında duyarsa, duygu dünyası ile kendisinden arzu edilen şeyi anlayıpkabul ederse, o zaman sağlıklı bir terbiye sürecinden bahsedilebilir.Böylesi bir yöntem hem uzun, hem de zor olduğu için anne-babalar çocuklarının kişiliklerinin bozulma pahasına, zoraki bir terbiye yöntemi takip ediyorlar. Çocukları istedikleri gibi davranmazsa ceza ile sindirmeyi, istedikleri gibi davranırsa da mükâfat  ile kişiliğine zarar vermeyi bir marifet zannediyorlar.Halbuk,, çocuk kendi sırrını bırakıp, anne-babasının sündürmesiyle bir yöne doğru yönelirse, kişiliksizleştirmeye doğru gider.

*Çocukluk sırrı - Pedegog Adem Güneş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder