çocukta kişilik oluşumu
-Çocukluğun o ilk yıllarında çocuk, anne- babasının
yanında en doğal haliyledir ve ‘olduğu’ gibidir, ‘istendiği’ gibi değil.Yani
çocuk masumca geçirdiği o ilk yıllarda ‘fıtratının’ gerektirdği gibidir. Yanlış
yapmaktan korkmaz. Gülmesi geldiği zaman güler, ağlaması geldiği zaman ağlar.
Bir şeyi, beğendiği zaman mutlu
olur, beğenmed,iyse bunu rahatça ifade eder. Çocuk kendi ruhuna uymayan şeyi ‘hatır’ için, numaracıktan beğenmiş gibi yapmaz. Kimseye iki yüzlü olarak görünmez. Çünkü çocuk, başlangıçta olduğu giibidir ve çocuk olduğu gibi olabildikçe içi huzurla dolar.
olur, beğenmed,iyse bunu rahatça ifade eder. Çocuk kendi ruhuna uymayan şeyi ‘hatır’ için, numaracıktan beğenmiş gibi yapmaz. Kimseye iki yüzlü olarak görünmez. Çünkü çocuk, başlangıçta olduğu giibidir ve çocuk olduğu gibi olabildikçe içi huzurla dolar.
-Çocuğun
bu rahat tavırları, asla anne-babaya saygısızlık olarak kabul edilmemelidir.
Çocuğun kendisi gibi olması, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesi ayrı şey,
anne-babaya saygısızlık ise çok ayrı bir şeydir.Anne-babaya saygısızlık, genellikle
anne-babanın saygınlığını yitiridiği durumlarda ortaya çıkar. Eğer çocuk kendisi olabilme güücünü elde etmişse, bu
güçle saygı gösteriyorsa, anne-babaların iftihar edeceği çocuklar, bu çocuklardır.
Anne-babalarından güçlü ve kuvvetli oldukları halde, onlara karşı saygıda kusur
etmeyecek derecede kendileri gibi kalabilen çocuklar, Anadolu pedegojisinin
öngördüğü çocuklardır.
-Halbuki
birçok anne-baba, çocuklarını eze eze, onları yıprata yıprata, çaresiz bıraka bıraka
kendilerine saygılı olmaya zorlamaktadır. Böyle muamelelere maruz kalan
çocuklaranne-babaları tarafından ne kadar sevilirlerse sevilsinler, kendilerine
saygı duyulmayan bir ortamda yetiştikleri için , anne-babalarından bizzat
yaşayarak öğrendikleri saygısızlıkları, yine onlara karşı sergileyeceklerdir.
Yoksa çocuğun rahat tavrı değildir saygısız oluşunun nedeni. Bilakis, bir türlü
rahat içinde yaşamamış olmasıdır saygısızlığının nedeni.
-Anadolu
pedegojisine göre, çocuk terbiyesinin en tehlikeli kısmı budur. Eğer çocuk
anne-baba veya çevre baskısı nedeniyle, ‘kendisi gibi olmak yerine’ ‘kendisinden
beklenildiği gibiolma’ya başlar ise, çocuktaki kişilik inşası durur. Çocuk
kendi kişiliğini göstermeye gayret eder. Böyle bir duruma maruz kalan çocuk,
ancak iki yüzlü olacaktır.
-Çocuğun anne-babasına gösterdiği dünyası ile iç
dünyası birbirinden farklılaşmaya başlarsa , bu durum bir felaket sinyalidir.
Zira çocuk bir kere içinde farklı, dışında farklı olmayı becerirse,
anne-babasına olmadığı giibi görünmenin kazanımlarını yaşamaya başlarsa onun
kime, ne zaman, ne yapacağını kimse kestiremez!
-Bu çocuk,
sadece sahte benliği ile etrafı mutlu etmeyi öğrenmekle kalmaz, bir süre sonra
kendi içindeki ezikliğin intikamını çok acı bir şekilde almayı normal görür.
Vicdanen de rahatsız olmaz. ... .. Zira
bütün bunlar , çocukluk döneminde kendisine zaten yaşatılmıştır. Bunlar
yabancı olduğu duygular değildir ki, birine karşı aynı şeyi yaptığında içinde
bir acı duysun. Bu itibarla çocuğu
ceza ile sindirmek veya mükâfat
ile zoraki bir kişilik oluşturmaya çalışmak Anadolu pedegojisinde kabul
edilmeyecek yol ve yöntemlerdir.
-Çocuk, ceza korkusu ile olması gerektiği gibi
davransa da veya bir mükâfat
kazanmak için kendisinden bekleneni sergilese de, bu çocuğun iyi eğitildiğini
düşünmek bir yanılgıdır. Çünkü o, sadece cezadan
kurtulmak için kurnazlığı öğrenen, mükâfat
alabilmek için için de olduğu gibi davranmaktan vazgeçip, istendiği gibi
olmaya çalışan, zavallıca bir kişilik değişimine, sevecen bir şekilde uğratılan
kişidir.
-Halbuki kişilikli ve karakterli bir çocuk yetiştirilmek arzu ediliyorsa
ne ceza korkusuyla, ne de mükâfat alma hevesiyle çocuktan bir
takık davranışları sergilemesi istenmelidir. Çocuk ancak yapacağı davranışları
vicdanında duyarsa, duygu dünyası ile kendisinden arzu edilen şeyi anlayıpkabul
ederse, o zaman sağlıklı bir terbiye sürecinden bahsedilebilir.Böylesi bir
yöntem hem uzun, hem de zor olduğu için anne-babalar çocuklarının
kişiliklerinin bozulma pahasına, zoraki bir terbiye yöntemi takip ediyorlar.
Çocukları istedikleri gibi davranmazsa ceza ile sindirmeyi, istedikleri gibi
davranırsa da mükâfat ile
kişiliğine zarar vermeyi bir marifet zannediyorlar.Halbuk,, çocuk kendi sırrını
bırakıp, anne-babasının sündürmesiyle bir yöne doğru yönelirse,
kişiliksizleştirmeye doğru gider.
*Çocukluk sırrı - Pedegog Adem Güneş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder