8 Mart 2013 Cuma

Çocuk Yuvası – dördüncü gün

Üç günlük deneme süremiz sonunda öğretmenlerimize biraz daha alışmıştık. Dededen ayrılmak sorunlu olsa da oyun odası, satranç dersi ve diğer arkadaşlarla birlikte olunduğunda zaman hızlı geçmişti. Çocuk yuvasında her gün sabahtan öğlene kadar kalınmasını kararlaştırmıştık.
Üçüncü gün öğlen olduğunda içeri girdim ve torunumu beklemeye başladım. Biraz sonra öğretmeni
 ile birlikte sevinç içinde geldi. Elinin üst tarafına çizilmiş yıldızı gösterdi. Öğretmeni boyamaları güzel yaptığı için bir yıldız vermişti. Neşesi yerindeydi. “Yarın yine gelelim mi?” soruma olumlu cevap verdi.
Öğretmeni ile vedalaşarak arabamıza gittik. Yolda konuşurken; beni bulamayınca ağladığını söyledi. Okula sabahtan ilk gittiğimizde yönetim odasında otururken; arada bir beni kontrole geliyordu. Kontrollerin birisinde “seni burada bekleyeceğim, merak etme” demiştim.
Eve dönüş yolunda konuşurken, “ben seni hiç bırakır mıyım? Arabada seni bekliyordum, kitap okuyordum” diyerek inandırıcı olmaya çalıştım.
Üçüncü günün sonunda ne yapmamız gerektiği konusunda emin değildik. Bir gün daha denemeye karar verdik.
Dördüncü gün sabahı annemizi yolcu ettik.
Kahvaltımızı ederken “okula gitmeyelim, dedenin evine gidelim” deyince konuyu değiştirdim. Okula gitmekten bahsettiğimde işimin kolay olmayacağını hissetmeye başlamıştım.
Kahvaltı sonrasında nereye gideceğimizden bahsetmeden üzerimizi giyindik, arabaya bindik. Arabayı Çocuk Yuvasının önüne park ettiğimde yarı ağlamaklı sesle sızlanmaya başladı. Okula gitmek istemiyordu. “Öğretmenimizi bir görelim, arkadaşlarımız gelmişler mi? Bakalım, sonra evimize gideriz” diyerek gönülsüz de olsa içeri girdik. Öğretmenimizin ikna edici konuşmalarına rağmen çocuk içeri girmeye razı olmayacak görünüyordu. Çocuğun ağlamaklı yüz ifadesiyle kucağımda durmak için üzerime tırmanması benim direncimi kırmıştı. Öğretmenler bıraksa okuldan kaçacağız.
Öğretmen bir taraftan beni, diğer taraftan torunumu ikna eder duruma düşmüştü. Çocuğa duyurmadan “şimdi ayrılırsanız, çocukta okul fobisi gelişebilir, bir daha gelmez. Sizden ayrıldıktan kısa süre sonra, burada ayrı bir dünyaya dalıyor. Arada sizi arasa bile kısa süre sonra buradaki havaya dalıyor. Bütün çocuklar için başlangıç böyle olur. …. “ sözleri mantıklı geliyordu. Ancak duygularım başka şeyler söylüyordu. Öğretmene, “bana da bir pedagog lâzım” dedim.
Okul girişindeki sandalyeye oturmuş, kucağımda çocukla birlikte direnmeye devam ediyorduk. O sırada bir başka öğretmen daha geldi. “Elif, hani dün dedeye yemek yapıyorduk ya, yarım kalmıştı. Hadi yemeğimizi tamamlayalım, dedemize yemek getirelim deyince; torunum yavaş yavaş kucağımdan aşağıya kaymaya başladı. Olaya sonradan müdahil olan ikinci öğretmen Elif’i razı etmişti. Onlar oyun odasına giderken ben de kapıdan içeri girdim. Çocuğun ilk kontrolüne kadar beni görebileceği bir yerde beklemeye karar verdim. Uzaktan onları izliyordum. İkinci öğretmen ve çocuk oyuna daldıklarından daha fazla beklemeden kendimi dışarı attım.
Çocuğa ayrılacağımı söylemeden okuldan ayrılmanın verdiği suçluluk duygusu ile arabaya doğru ilerliyordum. Yürürken ayaklarımın yere sağlam bastığından çok emin olmadığımı hatırlıyorum. Arabanın kapısını açıp oturacağım sırada kafamı çarptım. Sendeledim. Kendi kendime “önce bir sakinle “dedim. Dört gündür yaşadığım ayrılma sahneleri psikolojimi bozmuştu.
Öğlen üzeri okula dönünceye kadar kendi kendime senaryolar tasarladım. Çocuk bir daha gitmek istemezse …. Henüz yaşı da küçük., dört yaşından sonra çocuk yuvasına başlaması daha iyi olur….
Öğlen olduğunda Çocuk Yuvasına döndüm. İçeri girip beklemeye başladım. Biraz sonra torunum sevinç içinde elinin üzerindeki üç yıldızı göstererek; “bu ağlamadığım için, bu yemeğimi yediğim için, bu da resim yaptığım için “ diyerek açıklamalarda bulundu. Öğretmenler de, çocuk da mutluydu. Yarın yine geleceğim diyordu.
Beşinci gün sabahı bir başka okulu görmeye gittik. Son iki ay içinde denediğimiz beşinci okul oldu.
Yeni okulu da beğendik.
Bu sefer babaannemiz de yanımızdaydı. Babaannemiz yeni okulda öğlene kadar çocukla birlikte kaldığı için sorun çıkmadı.
Araya hafta sonu tatili girdiği için iki okul arasında değerlendirme yapmaya karar verdik.
Çocuk yuvalarının her birinin kendilerine göre artıları var.
Sonuçta başlangıç olarak yarım gün okullu olmanın bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Arkadaşlık kavramı, kuralların biraz daha hâkim olduğu bir ortam ve yemek seçme alışkanlıklarının olumlu yönde değişmesi gibi beklentilerimiz var.

1 yorum:

  1. Elif yaşındaki çocuklara mutlaka gideceğimizi haber vermemiz gerekiyor. Çocuk o sırada sızlansa da genel olarak güven duygusu sarsılmamış olur böylece.
    İmza: tabii ki Adem Güneş:)

    YanıtlaSil