25 Eylül 2014 Perşembe
Kim çizdi, kim boyadı ...
Annelik hüznü *
-Doğumdan sonraki iki haftada
kadınların %70’inde hafif, orta ve şiddetli olmak üzere farklı oranlarda
duygulanım değişiklikleri yaşanır. Hafifi üzüntü, ağlamanın yanında artan
korkular, bunun belirtileridir. Anne, aile ğüyelerinin yardımına ihtiyaç duyar.
-“Annelik hüznü” olarak da
tanımlanacak bu dönem doğaldır. Doğum gibi güç bir olayın vücutta yaptığı
değişikliklerle ilgilidir. (Aynı duruma herhangi
bir ameliyettan sonra da rastlanır.)
Kortizol gibi stres hormonlarının bu dönemde yükseldiği bilinir
-Stres hormonlarının yükselmesi,
annelik hüznünü tetikleyip depresyona dönüştürme riskini taşır. Tabiî her
doğumdan sonra depresyon görüleceği inancı yanlıştır, ama
ilk doğumdan sonra depresyon yaşayan kadınların sonraki doğumlarında
uyanık olmasında yarar vardır.
-Annenin psikoljik destek aldığı
lohusalık döneminde üzüntü, ağlama gibi hüzün belirtileri kolaylıkla düzelir.
Doğum sonrası depresyonu *
-Son
yapılan araştırmalar, bebeklerin anne karnındayken duygusal hafızalarının çalıştığını,
annesi tarafından istenen ve sevilen çocukların daha sağlıklı geliştiğini ve
büyüdüğünü göstermektedir. Doğum sonrası annenin bebeğe dokunması ve yakın
olmasının çok önemli olduğu anlaşılmıştır. Darwin’in “Anne çocuk arasındaki
savaşı anne kazanmalıdır; çocuk ağladığında kucağınıza almayınız” tezinin
yanlışlığı bu bilgiler neticesinde ortaya çıkmıştır.
-Gebelik
ve emzirme döneminde bazı korkular vardır. Özellikle ilk çocukta annenin çocuğa
bakamayacağı korkusu,
doğum sonrası
depresyonu artırır. Doğum sonrası
lohusalık, kadının en zayıf dönemlerinden birisidir. Diğer taraftan aile
desteği yoksa kronik gerilim hali
oluşur, uykusunu alamaz.
-Gebelik,
emzirme, ilk annelik korkularının giderilmesi, koruyucu ruh sağlığı açısından
çok mühimdir. Bunun için bizim kültürümüz bazı yöntemler geliştirmiştir.
Geleneksel köy kasaba
20 Eylül 2014 Cumartesi
Öğrenecek çok şey var...
17 Eylül 2014 Çarşamba
Anne, baba ve Elif
Resimdeki üç kişi; güneşin bulunduğu taraftaki gülen yüz annesi, yanındaki gülen yüz babası ve gülen yüzü pek belli olmayan ise Elif ...
Resmin üst tarafındaki dalga dalga yeşil çizgiler bulutlar ...
Alt taraftaki yeşil dalgalar şeklindeki yazılarda ise " anneciğim seni çok seviyorum yazıyor(muş) ....
Resmin üst tarafındaki dalga dalga yeşil çizgiler bulutlar ...
Alt taraftaki yeşil dalgalar şeklindeki yazılarda ise " anneciğim seni çok seviyorum yazıyor(muş) ....
Büyümüş ....
14 Eylül 2014 Pazar
Cennet kokusu
Bir örnek;
uykudan yeni uyandı. Belli ki uykusunu almış. “Beni biraz sev” der gibi
bakıyor. Sırtını kaşıyorsunuz. Memnuniyetini ifade eden yüz ifadesi. “Biraz da şurayı kaşı” anlamına gelen omuz
hareketleri sırasında eğilerek yüzünüzü yaklaştırdınız ... içinize çektiğiniz
kokusunun ortaya çıkardığı duyguların tarifi olabilir mi?
Henüz
süt-mama ikilisiyle beslendiğ dönemlerdeki bebek kousu kalmamış olabilir. Belki
de artık bebek gibi hiç kokmuyor da olabilir. Ama çocukluk sayılabilecek bu
yeni dönemde bile algıladığınız “cennet kokusu” olmalı.
Çocuk oyuna daldığında iş buyurmayın
Anne-baba
çocuğa sözünü geçirebilmek için oyun anına çok dikkat etmelidir. Oyunun,
çocuğun en ciddi işi olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun hayatı oyundur. Yapmak
istediklerinizi, ona kazandırmak istediklerinizi oyuna dönüştürüp
gerçekleştirmeyi öğrenmelisiniz.
Çocuk
oyuna dalmışken ona iş buyurmak, söz dinletmenin çok zor olduğu bir andır.
Örneğin; anne sokakta arkadaşlarıyla maç yapan 10 yaşındaki oğlu Hasan’a evin
balkonundan bağırıyor: “Hasan, çabuk bakkaldan iki ekmek al gel!”
Hasan’ın çok önemli işi var. Oyun oynuyor. Senin iki ekmeğin kaç para eder? Hasan annesini duymamış
gibi
yapar, oyununa devam eder. Anne kızar, sesini yükselterek tekrar bağırır: “Hasan,
sana söylüyorum, bakkaldan iki ekmek al da gel!” Hasan yine sağır dinleme
yapar. Sözünü dinletemeyen anne tehditHasan’ın çok önemli işi var. Oyun oynuyor. Senin iki ekmeğin kaç para eder? Hasan annesini duymamış
Çocuklar yalan söyler mi?
Çocuk
davranışlarını her yaş grubuna göre ayrı ayrı değerlendirmeliyiz. Dört- altı yaş
arasındaki çocukların yalan denemeyecek ancak doğru da olmayan ifadelerini nasıl değerlendirmeliyiz.
Endişelenecek bir şey yok. Bu dönem çocuklarının tereddüt uyandıracak minik
yalanlarını davranış bozukluğu olarak isimlendiremeyiz. “Benim babam buradan
uçarak geçti ..... “ Bu sözler üzerine yalan söylediği endişesine
kapılınmamalıdır. “Uçarak geçti? Bir benzetme yaptık, değil mi? İnsanlar
uçabilirler mi? Bazen çizgi filimlerde uçuyormuş gibi çizilen sahneler
olabilir. .....” denilebilir. Çocuğu her defasında düzeltmek
Prensesim & Paşam
Birçok
evde çocuklar hükümdarlığını ilan etmiş durumda. Presesim-paşam diye diye bu
hale geldiler. Önceleri şikayetçi değildik. Şimdi yetişkin oldular. Ellerini ev
işlerine uzatmıyorlar. Marketten alınacaklar umurlarında değil. Söylediklerinizi
ne kadar duyuyorlar .... tabletlerinden-akıllı telefonlarından gözlerini
ayramıyorlar.
Anne-baba
ise çocuklarına söz geçiremediklerinden yakınıyorlar.
Oysa ki
çocuklar üzerinde otorite kurmak o kadar da zor değil.
Daha çocuk
yaşta kendi seviyelerine uygun işler verilmesi onları da mutlu edecekken; “dur
sen yapma, ben yaparım “ diyerek her işi ellerinden kaptık ..... okul döneminde
“dur sen ders çalış, kalkma ...” dedik, onlar da
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)