28 Mayıs 2012 Pazartesi

Abakalarımı kendim giyecem

Dışarı çıkarken bazen ayakkabılarını kendi giymek istiyor. “Abakalarımı kendim giyecem” dediğinde kendi haline bırakıyorum. Biraz uğraşıyor sonuçta giyebiliyor. Bağcık veya fermuar durumuna göre yardım istiyor. Sadece ayakkabı giyerken olsa mesele yok. Bilgisayarıma

27 Mayıs 2012 Pazar

Tuvalet alışkanlığı kazanıyoruz.

Babaannemiz her öğlen okul dönüşü torunumuzu anneanneden alıp evimize getiriyor. Çocuk yarım gün kendi evlerinde, günün kalan

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Sosyalleşiyoruz

Bakmayın öyle yakından takip ettiğime. Parkta diğer çocuklarla oyun oynarken mümkün olabildiğince uzaktan takip etmeye çalışıyorum. Bazen hırpalansa dahi uzakta kalmaya çalışıyorum. Kendi sorunlarını kendi çözmeye alışmalı.

Buz yanığı

Hafta sonu torunumla görüşemediğimiz için özlemiştik. Haftanın ilk günü tekrar bir araya geldiğimizde onu biraz rahatsızlanmış ve sesi kısık bulduk. Dondurma yemişti. Baharın gelmesi ile dondurma elinde dolaşan çocukların sayısı artmıştı. Havaların ısınmasıyla dondurma tüketimi konusunda çocukların kontrolü daha da güçleşecek. Ölçü biraz kaçtığında ateşlenme ve boğaz sorunlarının ortaya çıkabileceğini biliyoruz. Bir kerede tüketilecek dondurma miktarı çocuğun gelişimi ile orantılı olmalı, beraberinde ılık su da tüketilmeli.
İkinci ve sonraki üç-dört gün çocuğumuzda düzelme olmayınca yavaştan endişelenmeye başlamıştık. Biraz daha dikkat edince, çocuğun dudaklarının dışarıdan görülen bölümleri hariç, iç tarafa doğru olan kısımların parçalı ve çatlak sayılabilecek (uçuk değil) bir görünüm aldığını, daha da içerilerde damaklarında kızarıklıklar ve hafif
beyazlıklar görünce çocuk doktoruna görünmenin zorunluluk haline geldiğine karar
 verdik. Aradan geçen bir hafta sonrasında sorunumuz azaldı.
Sonraki günlerde öğrendiklerimiz bize yeni bir tecrübe oldu. Buzdolabının buzluk bölümüne konulan kornet dondurmalar (eksi on sekiz derecede kaldıktan) tüketilmişti. Kuru buz sayılabilecek kadar

20 Mayıs 2012 Pazar

Çocuktur anlamaz

“Çocuktur anlamaz” çok bilinen bir yaklaşım. Ancak bebeklerin sevgiden anladığını, ona sevgi dolu gülümseyerek baktığınızda yüzünün huzur dolduğunu, çatık kaşlarla ona yaklaştığımızda mutsuz olduğunu ya da korktuğunu bilmeyenimiz var mı? Çocuk doğduğunda nüfus memurluğuna giderek kimlik kartını alıyoruz, ancak onu bir birey olarak ne kadar ciddiye alıyoruz? İlk günlerinde ağlayarak sıkıntılarını anlatma çabası gösterdiğinde veya ilerleyen dönemde “baba“ dediğinde ona göstereceğimiz ilgi onu kişiliğini geliştirmesine olumlu etki yapacaktır. İlerleyen süreçte her şeye hayır cevabı vermek yerine

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Eşref saati

Öncesinde pazarlık yaparak, aileden bir  çocuğumuzun bilgisayarda oyun oynamasına izin vermiştik. Yarım saatlik süre

13 Mayıs 2012 Pazar

Sütanne-sütkardeş

Günümüzde çok kullanılan bir kavram olmamakla beraber “sütanne”ler mevcudiyetini sürdürüyor. Sütannelerin ve sütkardeşlerin yakınlıkları, gerçek anneler ve gerçek kardeşlerle biri birine çok benzer özelliklere sahiptir. Aile bütünlüğünü sağlamak adına, ebeveynlerin çocuklarına bu bilinci  vermek gibi ek görevleri olduğunu akılda tutmalıyız. Sütkardeşlerin biri birlerini yakından tanımaları, sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşmaları onların duygu dünyalarına zenginlik katacaktır. “Sevgiler paylaşıldıkça çoğalır” veciz sözünden hareketle sütkardeşlerin biri birlerine zaman ayırmalarını sağlayıcı fırsatlar değerlendirilmelidir. Bazen

11 Mayıs 2012 Cuma

Aşkito-totişko-kakişko

Altını  doldurmuş  etrafa  mistik     kokular  saçan    bebeğine ,  "annesinin aşkitosu, kakişkoları doldurmuş, totişkosunu temizleyeceğiz…” şeklinde şefkat dolu sesiyle fısıldayan annenin duygularını anlamak hem kolay, hem de zor. Bu seviyedeki duyarlılığı herhalde başka yerde bulamayız. Annelik ve anneler çok özel. Kendi küçük cüssesine bakmadan civcivlerini koruyan, etrafına kabaran ve neredeyse horoz gibi etrafına korku salmaya çalışan tavukların annelik duyguları bile saygıyı hak ediyor. Bütün anneler en içten saygıyı hak ediyorlar.  Yarınki anneler gününü unutmayalım.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Havalar ısınınca

Havalar ısınınca parkları ziyaretimiz sık ve daha uzun süreli olmaya başladı. Aynı nedenle parklardaki çocuk miktarı da çok arttı. Bizim gibi iki üç yaş grubu çocukların yanında çok sayıdaki büyük çocukların ve ebeveynlerin de aynı ortamı paylaşması tarifi kolay yapılamayacak

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Luk luk yapalım

Çocukların diş bakımı başlangıçtan itibaren önemsenmelidir. Diş çürüklerinin bulaşıcı olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Bebeği beslerken kullanılan kaşık, biberon, emzik vb. anne de dahil başkasının ağzına temas ettirilmemelidir. “Dişlerimde çürük yok” dememeli, başkasının ağzındaki bakterilerin bebekteki muhtemel zararlarını düşünmeliyiz.
Diğer taraftan süt dişlerinin çıkmasından itibaren başlangıçta ağzın su ile çalkalanması (luk luk yapılması), çocuğun gelişimine bağlı olarak önce sadece ıslak diş fırçası ile, sonrasında ise az miktarda çocuk diş macununu kullanarak dişlerin fırçalanması öğrenilmelidir. Akşamları yatmadan önce şekerli gıdalar alınmış ise ağız diş temizliği mutlaka yapılmalıdır.