Eşref saati

Öncesinde pazarlık yaparak, aileden bir  çocuğumuzun bilgisayarda oyun oynamasına izin vermiştik. Yarım saatlik süre
tamamlandığında “zaman tamam, bilgisayarı kapatalım” uyarısına çocuğun tepkisi beklemediğimiz derecede iç burkutucu olmuştu. Söz dinleyen, aklı başında olarak tanımlayabileceğimiz çocuk;  oyunu en heyecanlı yerinde yarım bırakmanın üzüntüsünü ve hayal kırıklığını yansıtan acıklı bir ses tonu ile ağlayarak tepki vermiş, biz de üzülmüştük. Hatamızı anlamıştık. Ders almıştık. Sonraki uygulamalarımızı düzeltmeyi başardığımızı düşünüyorum. Süre otuz dakika ise; zaman dolmadan önce “beş dakikamız kaldı” uyarısını takiben bu sefer “süremiz tamam, bu oyun bittiğinde kapatalım”  ifadesi ile oyunu ortasında kesmemiş olduk. Çocuk beş dakika sonrasına hem fikren hazırlıklı oluyor, hem de oyunu yarım kesilmiyor.

Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, şimdi benzer olayları torunumla yaşıyoruz. İki yaşına kadar olan süreçte parktan ayrılmak fazla sorun olmuyordu. İki buçuk yaşına yaklaştığımızda parktan ayrılmak sorun olmaya başladı. Sadece parktan ayrılmak değil; annenin işten dönme saati yaklaştığında kendi evlerine götürmemiz gerektiğinde dışarı çıkmak istememesi, banyo yapacağı zaman ikna edilmesi veya banyo sonunda bu sefer banyodan çıkarılması hep problem olabiliyor.
Sözle ikna etmenin çok işe yaramadığını yaşayarak öğrendik. Bunun yerine biraz sonra yapmayı planladığımız iş için, makul süre önceden çocuğu fikren hazırlamanın, arada bir konuyu tekrar tekrar gündeme getirmenin işe yaradığını görüyoruz. Mümkün olabilen her konuyu oyun haline getirmek, parktan ayrılmanın, yemek yemenin, banyo yapmanın veya banyodan çıkmanın sonrasında giyinmenin zorluk derecesini azaltıyor.

Çocukla boğuşmak veya sözle ikna etmek yerine her durum için özel formüller (banyoda kayık yüzdürelim, köpüklerden kardan adam yapalım, balon yapalım vb.) bulmak büyüklerin sorumluluğunda. Her davranışımızla çocuğu mutlu edebilmeyi hedeflemeliyiz. Biraz sabırlı olup uygun moral ortamını sağlamak veya onun eşref saatini yakalamak bizim elimizde.