Havalar ısınınca parkları ziyaretimiz sık ve daha uzun süreli olmaya başladı. Aynı nedenle parklardaki çocuk miktarı da çok arttı. Bizim gibi iki üç yaş grubu çocukların yanında çok sayıdaki büyük çocukların ve ebeveynlerin de aynı ortamı paylaşması tarifi kolay yapılamayacak
olayları da beraberinde getirdi.
olayları da beraberinde getirdi.
İki üç yaş grubu için beklenen adımlarla teker teker merdivenleri çıkarken; arkadan gelerek merdivenleri tırmanan çocukların bazen tehlike yaratabilecek temasları veya alışılmışın çok üstünde yüksek sesli çığlıkları dikkatimizi dağıtabiliyor. Merdiven çıkarken, kaydırak üstünde veya zemin üzerinde yapmakta olduğumuz işi bırakıp, yanımızdan geçen veya çığlık atan çocukları şaşkınlıkla izlemeye başlıyoruz.
Bugün salıncakta sallanırken benzer bir tablo ile karşılaştığımızda, “dedeee, çocuklar neden bağırıyorlar, susmalarını söylermisin ” sözlerine ne kadar inandırıcı cevap verebildim bilemiyorum. “Çocuklar biraz yüksek sesle oynuyorlar, onlara biz karışamayız” anlamındaki cevabımı kendim de yeterli bulamadım.
Biz de ev ortamında çok sessiz ya da sürekli düşük tansiyonlu bir ortamdayız diyemem. Parklardaki kalabalık, hareketli ve gürültülü ortam alışmamız gereken yeni bir tablo sayılabilir.
Her şeye rağmen açık hava, bitkilerin çeşitliliği, başka çocuklarla sağlanan iletişim ve oyun aletlerini kullanmada artan özgüvenimiz; parkların çocuk gelişimi için taşıdığı önemi göstermeye yetiyor. Daha önce korkuluklarını tutarak çıktığımız merdivenleri, bir yere tutunmadan çıkma cesaretimiz arttı. Bazen de merdivenler yerine helezon şeklinde yapılmış demirleri dikine tırmanıyoruz. Bütün bunları yaparken dedesi yeteri kadar uzakta, ancak muhtemel soruna müdahale edebilecek kadar yakınlıkta beklemeye özen gösteriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder