30 Kasım 2014 Pazar
Çocuk hata yaptıkça tecrübe kazanır *
-Çocuklar
genel ahlak kurallarını çiğnemedikçe hata yapmalarına göz yummak gerekir. Çünkü
çocuklar hata yaptıkça tecrübe kazanırlar. Tecrübe, başarıya yürüyen bir
insanın en güçlü hafızasıdır. Çocuk
pratikte bir şeyle yaptıkça yapabileceği şeyleri keşfeder.
-Aşırı
korumacı ailelerde
28 Kasım 2014 Cuma
Çocuk hata yaptıkça tecrübe kazanır *
-Çocuklar
genel ahlak kurallarını çiğnemedikçe hata yapmalarına göz yummak gerekir. Çünkü
çocuklar hata yaptıkça tecrübe kazanırlar. Tecrübe, başarıya yürüyen bir
insanın en güçlü hafızasıdır. Çocuk
pratikte bir şeyle yaptıkça yapabileceği şeyleri keşfeder.
-Aşırı
korumacı ailelerde ... .. çocuk .. hata yapmaktan korkar, hata
Koyun
Dergideki tarife uygun olarak; kulak çubuğu, pamuk, mandal ve kırtasiyeden aldığımız hazır gözleri kullandık. Kına yerine sarı parmak boyası ile boyadık.
26 Kasım 2014 Çarşamba
Çalışan anneler ve çocukları
Anneler çocuğun ilk öğrenim yılına
kadar işe gitmemeliler
Dün sabah
yakınımızdaki ana okulunun kapsında düşündürücü bir manzaraya şahit oldum. Bir
anne arabasına oturttuğu çocuğuyla birlikte ana okuluna doğru yaklaşıyorlardı.
Ana okulunun kapısına geldiklerinde çocuk ağlamaya başladı. Anne hiç tepki
vermeden hızlı hareketlerle oklulun bahçe
Bağımlılık mı, sosyal hayata hazırlık mı? *
-Anne ile
çocuk arasında hamilelik döneminden itibaren ouşan duygu alışverişi, emzirme
dönemiyle birlikte daha da güçlenir. Bu bağın eksikliği kadar fazlalığı da zararlıdır.
Eğer kontrolden çıkarsa hem çocuğun hem de anne-babanın hayatını kâbusa çevirme
riski taşımaktadır. ... ..
-Çocukların,
aile içindeki halleri, koza içindeki kelebeğe benzer. Bir kelebek için “koza “yaşantısı”nın
her saniyesi çok önemlidir. Hatta kelebeklerin kozadan çıkışı bile çok özeldir.
-Koza
içindeki hayatını tamamlayan kelebek, yumuşacık başıyla önce kozayı deler. O
narin ve hassas vucudu ile kozada açtığı küçücük delikten dışarı çıkmaya
çalışır. Ama bu çok da kolay olmaz. Çünkü delik küçük, kelebeğin vucudu ise
büyüktür. Yavru kelebek önce kafasını, sonra vucudunu o incecik delikten dışarı
çıkarmak için mücadele eder. Rengârek ve hassas kanatları “ha yırtıldı,
24 Kasım 2014 Pazartesi
Güler misin & Ağlar mısın
Apartmanın
önünde servisle gelen torunumu akşam üstü karşıladım. Hemen evde
yapacaklarımızı konuşmaya başladık. Yemekten sonra her zamanki gibi birlikte
vakit geçiriyoruz. Önce okuldan verilen kitaptaki resimli sayfaları inceledik.
Boyanacaklar, sayılacaklar, farklılıkları bulunacak resimler derken kitaptaki
talimata uygun uçan halılar kestik. Kesilmiş kağıt parçaları ve makas yerde
dağınık duruyordu. Tekrar kitaba dönüp bir şeyler yapmadan önce;
-“Dağıttıklarımızı
toplayalım mı?” diye sordum.
-“Olmaz,
sonra toplarız”
cevabını verdi.
-“Olur mu
canım, önce toplayalım, sonra oyuna devam ederiz” dedim.
Bana muzip
bir tatlılıkla bakarak:
-“Dede, sen
benim yardımcımışsın tamam mı, ben de sana emir
Beş yaş dönemimiz
Önceki sene, üç
yaş döneminde “okullu olabilir miyiz?” denemesi yapmıştık. Üç-dört günlük
okul hayatımız sonrasında zamanının gelmediğine, henüz erken olduğuna karar
vermiştik.
Neden böyle
bir deneme yapmıştık?
Yeni doğan
dönemi ve üç yaşına kadar olan süreçte bebeklik dönemini yaşamıştık. Bebek
bakımının doğal akışı içinde dede-torun bağları gittikçe kuvvetlenmişti. İki taraflı
sevgi sarmalını yaşıyorduk. Allah’ın insana verdiği bu doyurucu duygunun
kelimelere sığmayacak kadar büyük ve tarifi güç bir mutluluk olduğunu
yaşıyordum.
Halâ daha bu durumu yaşıyorum.
Üç yaşına
gelinceye kadar
inisiyatif tek taraflıydı. Dedenin
kıyafet seçimi, yiyecekler konusundaki belirleyiciliği, ne zaman parka gidileceği, uyku zamanının
gelip gelmediği tek taraflı kararlarla oluyordu. Bütün
23 Kasım 2014 Pazar
20 Kasım 2014 Perşembe
Bakıcı kadın sendromu *
-.....
Gelişimin en hızlı olduğu ilk dört yaş döneminde, çocuk ile sosyal çevre
arasında sözel ve duygusal iletişimin sağlıklı yürümemesi sonucunda oluşan bir
sendromdur. ... çalışan annelerin, çocuk
gelişimi konusunda yeterli donanıma sahip olmayan bakıcı kadınlara emanet
ettikleri çocuklarda sıklıkla bu sendrom görülür.
-Bu
sendromu taşıyan çocuklar hırçın, içe dönük, konuşmayı sevmeyen, myhatabı ile
göz teması kuramayan özelliklerişyle dikati çekerler. ... ... sendromu sadece
bakıcılara emanet edilen çocuklarda değil, annesi bizzat yanında olduğu halde
çocuk ile duygusal ve sözel iletişim kurmayan (veya kuramayan) çocuklarda da
görülmektedir.
-Böylesi
bir sendroma yakalanan çocukların ortak özelliği aşırı derecede
televizyon
izleyicisi olmalarıdır. ... ..
-Dil
gelişiminin taklitle gelişen bir beceri olduğu ve ilk iki yaş içinde çocukların
konuşmaya başlayabilecek kabiliyette olduğu dikkate alınırsa bu dönemin
televizyon karşısında geçirilmiş olması çocuktaki dil gelişimi geriliği olarak
ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda ilk iki yaşta doğal bir süreç içinde vaktinde
kazanIlamayan bu yetenek çocuğun diğer gelişim süreçlerini de
etkileyebilmektedir.
-Örneğin
sözel iletişim kurma becerisini elde edemeyen çocuk, muhatabıyla göz teması
krabilme yeteneğinde de eksik kalmaktadır. Göz teması ise dugusal iletişimin en
önemli unsurudur.Duygusal iletişimde de gelişme sağlayamayan çocuk genelde içe
kapanmayı tercişh etmekte, “asosyal” bir yaşantıya yönelme eğilimine
19 Kasım 2014 Çarşamba
Kreş mi, büyük anne mi? *
-Birçok
anne çalışma hayatına atıldığında çocuklarını emanet edecekleri yer konusunda
tereddüt yaşamakta. Çok defa yakınları ile kreş arasında sıkışıp kalmakta. ....
anneler, işe giderken çocuklarını kreşe mi yoksa büyük anneye mi (vaya yakın
akrabaya mı) bırakmalı? ... ..
-.. “çocuk,
büyük anneye veya akrabalardan birinin
yanına mı, kreşe mi emanet edilmeli?” sorusuna cevap vermek hemen hemen
imkansızdır. Çünkü
Çocuk için en önemli gıda *
Bir çocuk için anne sevgisinin yerini hiçbir
şey alamaz. Anne ile bebek arasındaki ilişkinin biyolojik ve ruhî anlamda en
belirgin olduğu zaman emzirme süreci olarak vurgulanıyor.
İhtiyaç duyulduğu an sevgi
Çocukluk
yıllarında yemeden, içmeden daha önemli olan şey, çocuğun sevgiye doymasıdır.
Bir çocuk için anne sevgisi farklıdır. Doyurucu ve özeldir. Başkalarının
sevgisine benzemez. Bir çocuk, herkesten yeterince sevgi alsa da yine de anne
sevgisine muhtaçtır. ... .. Özellikle ilk dört yaş döneminde annelerine
muhtaçtır. ... .. bu döneme “bağımlılık dönemi” diyoruz.
İhtiyaç
duyduğunda annesini karşısında göremeyen çocuk, ilerleyen dönemde
4 Kasım 2014 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)