11 Ekim 2012 Perşembe

Kipatımı unuttuk

Öğlenden önceki faaliyetlerimiz tamamlanmak üzere. Açık havada dolaştık, parkta yorulduk. Oyunlar eşliğinde öğlen yemeğimizi yedik, uyku bastırırınca kendiliğimizden “uykum geldi dede” sözleriyle kendimizi arka odada bulduk. Panjurları biraz indirip yarı karartma uyguladık. Sıra “kırmızı başlıklı kız”ı anlatmaya gelmişti.  Her gün tekrarladığımız uyku öncesi masal faslımız başladı. Bizim masalımızda geçen “kırmızı başlıklı kız” bilinenden biraz farklı. Masalımızda kuzuları yiyen kurt yok. Kırmızı başlıklı kız rolünü bazen torunum oynuyor. Bazen ortak tanıdığımız olan başka bir çocuk rolü oynuyor. Özellikle o gün veya kısa süre önce yaşadıklarımızı bu sefer masal ortamında yaşatan doğaçlama olayları daldan dala atlayarak analatıyoruz. Çoğu defa elimizde resimli masal kitapları da oluyor.
Bugünün öğle uykusuna aynı şekilde başlarken “dede kipatımı unuttuk” diyerek yataktan doğrulunca, uyku havasını dağıtmamak için yan odadan hızlı bir şekilde üç
masal kitabını alarak döndüm.
“Kipatım” kelimesi ve benzeri yeni kelimeleri ilk kullanmaya başladığı günlerde ne demek istediğini anlamakta zorlanıyorum Kelimeyi ilk anda doğru anlayıp, doğru tepki veremediğimde "beni neden anlamadın" krizi yaşayabiliyoruz.
Kazasız bir şekilde kitapları getirip, resimlere bakarak masalımıza başladık. Göz kapaklarını kapanmasına yakın zamanı seçerek, masalın son bölümünü, uykuyu artırabilecek ses tonu ile çocuk şarkıları ve ninni eşliğinde tamamlayarak uykuya daldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder